Marmara Depremi’nin en önemli sonuçlarından biri hiç şüphesiz depreme hazırlıklı olma konusunda toplumsal çabalardaki artıştır. Ülkemiz açısından bir dönüm noktası olan 17 Ağustos 1999 tarihi, toplumsal olarak afetler karşısındaki yetersizliğimizi ve çaresizliğimizi ortaya koymuştur. Bunun sonucunda da bir kısım kamu ve sivil toplum örgütleri çeşitli çalışmalar başlatmışlardır. Bu çalışmaların yanı sıra toplumsal bilinçte deprem sonrası depreme hazırlıklı olma ve deprem sırası ve sonrasında yapılması gerekenlere karşı ilgi artmış, kişiler bilinçlenmeye başlamış ama yaşanan felaket unutulmaya başlandıkça bu ilgi de azalmış hatta kaybolmaya yüz tutmuştur.
Ülkemizin deprem kuşağında bulunması ve irili ufaklı depremlerin sık yaşanmasından ötürü ülke olarak depreme karşı aşinalığımız bulunmakta ancak Japonya gibi deprem bilincinin yüksek olduğu ülkelere kıyasla hazırlıklı olma halimiz bireysel anlamda oldukça zayıf kalmaktadır.
Ekte Kandilli Rasathanesi ve Boğaziçi Üniversitesi işbirliğinde Japonya’da hazırlanmış bir deprem bilinçlendirme el kitabının Türkçeye çevrilmiş hali bulunmaktadır. Kadınlar ve Erkekler için ayrı ayrı hazırlanmış olan bu kitapçıklarda faydalı bilgiler bulacağınızı ve mevcut bilgilerinizi de tazeleyebileceğinizi düşündüğümüz için incelemenizi tavsiye ederiz. Her iki kitapçığı incelemeniz karşı cinsi anlamak adına da yardımcı olacaktır.
Bundan başka yine Kandilli Rasathanesi ve Boğaziçi Üniversitesi işbirliğinde hazırlanmış olan ‘Deprem Öncesi, Sırası ve Sonrasında Yapılması Gerekenler’ adlı el kitabını da çocuklarınızla beraber incelemenizin faydalı olacağını düşünüyoruz. Olası bir depremin gündüz saatlerinde ve çocuklarımız okuldayken yaşanması ihtimaline karşı aile toplantısı düzenlemenizi, okul toplantılarında konuyla ilgili bilgi alışverişinde bulunmanızı ve kitapçıkta anlatılanlar üzerinde durularak planlı ve hazırlıklı olmayı sağlamanızı tavsiye ederiz.
Depreme işyerinde yakalanmanız durumunda yapılması gerekenlerle alakalı olarak kitapçıklardaki bilgilere özellikle göz atmanızı faydalı bulmaktayız.
Günümüz teknolojisi düşünüldüğünde deprem sonrası haberleşmenin her ne kadar kolay olacağı düşünülse de herkesin bir anda telefonlara yöneleceği ve hatların bu noktada kitlenebileceği, acil haberleşmelerin engelleneceği, telefonların şarjlarının yetersiz kalması riski vs. gibi senaryolara karşı aileniz ve sevdiklerinizle haberleşmek istediğinizde şu basamakları takip edebilirsiniz. Öncelikle şehir dışından bir yakınınıza ulaşmanız daha kolay olacağından önceden belirlediğiniz şehir dışındaki bir yakınınıza iyi ve güvende olduğunuzu iletin ve ondan sizin güvende olduğunuzu duyurmasını isteyin. Ailenizle ve yakınlarınızla haberleşirken telefon şarjınızı efektif kullanmak ve hatları boş yere meşgul etmemek adına kısa mesajla haberleşmeyi tercih edin ve işiniz olmadığı anlarda telefonunuzu kapalı tutun. Kısa mesajların en ufak bir sinyal boşluğunda bile iletilebilmesinden ötürü bu yöntem size avantaj sağlayacaktır.
Yaptığımız araştırmalar sırasında rastlamış olduğumuz bir deney sonucunu da sizinle paylaşmak istiyoruz. Doug Copp isimli bir Amerikalı kurtarma şefinin öncülüğünde yapılan deneyde yapay bir sarsıntı yaratılmış, sarsıntı sırasında çeşitli hayatta kalma metotları denenmiştir. Buradan elde edilen sonuçlara göre Doug Copp’un önerileri aşağıdaki gibidir.
DOUG COPP’UN ÖNERİLERİ;
1) ‘Binalar çökerken basitçe ‘çömelen ve korunan’ kişiler istisnasız her defasında ezilerek ölüyorlar. Masa, araba gibi nesnelerin altına giren kişiler her zaman ezilirler. Bu noktada sadece çömel-kapan-tutun pozisyonu tek başına işe yaramaz. Altına girdiğimiz cisimlerin ezilme, çökme riski olduğundan bu yöntem tek başına güvenilir değildir. Altına girdiğiniz cisimlerin dayanıklı ve güvenli olduğundan emin olmanız bu noktada çok önemlidir.
2) Kediler, köpekler ve bebeklerin hepsi doğal bir şekilde dizlerini ana rahmindeki gibi karınlarına doğru çekerek kıvrılırlar. Deprem anında sizde bu şekilde kıvrılmalısınız. Bu doğal bir güvenlik ve hayatta kalma içgüdüsüdür. Daha küçük bir boşlukta hayatta kalabilirsiniz. Hafifçe ezilecek ama yanında boşluk yaratacak bir kanepe, geniş büyük bir eşyanın yanında durun.
3) Ahşap evler deprem anındaki en güvenli yapılardır. Sebebi basittir; ahşap esnektir ve depremin zorlamasıyla hareket eder. Eğer ahşap bina çökerse geniş yaşam boşlukları oluşur. Ayrıca, ahşap binalar daha az yoğunlukta yıkılış ağırlığına sahiptir. Tuğla binalar ayrı tuğla parçalarına ayrılacaklardır. Tuğlalar birçok yaralanmalara sebep olacaktır, ama (beton) bloklara göre daha az ezilmiş vücutlar yaratırlar. Günümüzde işyerlerimiz ve evlerimizin birçoğunun artık beton bloklardan oluştuğu düşünüldüğünde nasıl davranmalıyız?
4) Eğer gece yataktayken deprem olursa, basitçe yuvarlanarak yataktan düşün. Yatağın çevresinde güvenli bir boşluk oluşacaktır. Oteller müşterilerine deprem anında yatakların yanında yere uzanmalarını salık veren bir uyarı notunu odalarda her kapının arkasına asarlarsa depremlerde çok büyük hayatta kalma oranları sağlayabilirler.
5) Televizyon izlerken deprem olursa ve kolayca kapıdan veya pencereden dışarı kaçmak mümkün değilse(deprem anında zemin katta iseniz kaçmaya çalışabilirsiniz ancak yaralanmanıza sebep olabilir) kanepe veya büyük bir koltuğun/sandalyenin yanında cenin pozisyonunda kıvrılarak yere uzanın.
6) Bina çökerken Kapı kirişlerinin altına geçen herkes ölür. Nasıl mı? Eğer kapı kirişlerinin altına geçerseniz ve kapı kirişi öne veya arkaya doğru düşürse inen tavanın altında ezilirsiniz. Eğer kapı kirişi yana doğru yıkılırsa ikiye bölünürsünüz. Her iki durumda da ölürsünüz! Kapı kirişlerinden uzak durmanızda fayda var.
7) Hiçbir zaman merdivenlere gitmeyin/yönelmeyin. Merdivenler (ana binadan) farklı bir ‘frekans aralığına’ sahiptir; ana binadan bağımsız/ayrı olarak sarsılırlar. Merdivenler ve binanın geri kalanı devamlı olarak birbirlerine çarparlar, ta ki merdivenlerin yıkılışı gerçekleşene kadar.
Merdivenlere ulaşan insanlar basamaklar yüzünden yaralanırlar. Korkunç şekilde sakatlanırlar. Bina yıkılmasa dahi, merdivenlerden uzak durun. Merdivenler binanın hasar görmesi en muhtemel kısmıdır.
Depremde yıkılmamış olsa dahi, merdivenler bağırarak kaçmaya çalışan insanların aşırı yüklenmesi ile çökebilir. Merdivenler binanın geri kalan kısmı zarar görmemiş olsa dahi her zaman güvenlik açısından kontrolden geçirilmelidir. Deprem sonrası merdivenleri kullanırken basamak çökmelerine, yıkılmalara vs. karşı dikkatli olun ve sakin kalmaya, paniğe yol açmadan hareket etmeye çalışın.
8) Binanın dış duvarlarına yakın yerlerde durun, mümkünse dışına çıkın. Binanın iç kısımlarındansa dış kısımlarına yakın yerlerde olmak çok daha iyidir. Binanın dış çevresinden ne kadar içeride olursanız, çıkış yolunuzun kapanma ihtimali o kadar artacaktır.
9) Deprem anında üst yolun yıkılmasıyla ezilen araçların içinde bulunan insanlar ezilirler. San Francisco depreminin kurbanlarının hepsi araçlarının içindeydiler. Deprem anında araçta bulunuyorsanız, araç dışına çıkıp, aracın yanına uzanıp veya oturarak kolaylıkla hayatta kalabilirsiniz. Yüksekten cisim düşmesine karşı cenin pozisyonuna geçmek ve kafanızı korumak oldukça önemlidir.
10) Enkaz halindeki gazete ofislerini ve çok miktarda kağıdın olduğu ofisleri dolaşırken kağıdın sıkışmadığını/ezilmediğini keşfettim. Kağıt yığınlarının/kümelerinin etrafında geniş boşluklar bulunur/oluşur. Bu durumda çalışma alanınızda kağıt blokları veya düzenli ve devrilmeyecek şekilde depolanmış evrak yığınları-kitapları varsa yanına uzanarak cenin pozisyonuna geçmeniz size hayatta kalmak için şans sağlayacaktır.
Lütfen depremden kaçış olmadığını ama depreme hazırlıklı olabileceğimizi unutmayınız