Ünlü Hintli yazar Tagore şöyle diyor; Sevgi ulaşılması en zor ama en yüce değerdir. Tüm dinler sevgiden bahsediyor. Film endüstrisi sevgi temalarını işlemekten vazgeçmiyor. Yaşam ustaları sevgiye aç olduğumuzu vurguluyor.
Peki, sevgiye ulaşmamızdaki en büyük engel nedir?
Bilim ilk önce bireyin ölümsüzlüğünü, daha sonra ise türün ölümsüzlüğünü baz alarak yaşam teorilerini geliştirdi. (Halen vardığımız nokta ise genlerin ölümsüz oluşu). Hayatta kalma içgüdümüzün yaşamın temeli olduğundan yola çıkarsak, bu kuramlar bize yabancı gelmeyecektir.
Ancak sorun da burda başlar; sevgi temelinde “diğerini” ön planda tutmak ve “diğerinin” üstüne titremek olacağı için, bireyin ölümsüzlük arzusuna engel teşkil edecektir. Bu durumda sevgi saf antropolojik anlamda patolojiktir. Bireyin kendini gerçekleştirmesinde engeldir.
Sevginin varoluşumuzdaki paradoksu burda başlar.
Ben mi? Sen mi?
Yapılan binlerce deneysel gözlem, koşulsuz sevgi ve dokunma ile yüklü ilişkilerde gelişen çocukların gerek zeka gelişimlerinin, gerekse de bağışıklık sistemlerinin daha güçlü geliştiğini gösterirken, bundan mahrum kalan çocukların asosyal hatta antisosyal karakterlere büründüğünü göstermiştir.
Bu durumda sevgi ve varlık üzerine yarattığımız kuramları sorgulamamız gerekmekte, geçmişteki varoluş teoremleri ile sevgi sorunsalını çözmekte yetersiz kalmaktayız.
Kuantum fiziğinde yakaladığımız gerçekler bu konudaki açlığımızı bir nokta ileri götürmüştür. Şu anda varoluşa bütüncül yaklaştığımız bir çağa girmekteyiz. Bilimsel adı ile holistik tıp yaklaşımı. Buna göre; var olan her birim, evrenin bütün bilgilerine sahiptir. Evrendeki her şey aynı bütünün parçaları olup, birbirlerinden haberdar olarak tek bir sistem şeklinde hareket eder ve birbirleriyle ilişki, iletişim ve etkileşim içinde bulunur. Var olan her birim, diğerlerini etkileme, değiştirme ve yönlendirme özelliğine sahiptir. Bu nedenle de, en küçük bir birim bile gereklidir, önemlidir ve değerlidir.Holistik yaklaşım bize sevginin neden iyileştirici gücü olduğunun kapılarını açmakla kalmıyor, aynı zamanda ekonomi, sosyoloji ve daha bir çok alanda yeni bir bakış ile dünyamızı görmemizi sağlıyor.
Belki de bu sayede, dünyanın en fazla ihtiyaç duyduğu hümanizma, barış ve verimlilik ilkelerine yol açacak anahtara da bu şekilde sahip olacağız.
Hepinize sevgi dolu günler,
Dr. Niso Benalkabes
İşyeri Hekimi, Can OSGB